fbpx
Dolar 19,1734 0,2%
Euro 20,8782 0,4%
Gram Altın 1.209,54 -0,3%
Yarım Altın 4.043,00 -0,8%
20:44

yatsi VAKTİ

Batı Nil Virüsünün Aşısı Ve İlacı Olmadığı İçin Korunma Tedbirleri Çok Önemli

Batı Nil Virüsünün Aşısı Ve İlacı Olmadığı İçin Korunma Tedbirleri Çok Önemli

ABONE OL
15 Şubat 2023, 09:27:01

Batı Nil Virüsü, kuşlardan sivrisinekler vasıtasıyla insanlara bulaşabilen bir virüstür. İnsanlar genellikle virüsü enfekte sivrisinekler tarafından ısırıldıktan sonra hastalanırlar. Batı Nil Virüsü enfeksiyonu, hafif semptomlardan ciddi nörolojik rahatsızlıklara kadar değişebilen bir dizi hastalık semptomuna neden olabilir. Semptomlar arasında ateş, baş ağrısı, kas ağrıları, yorgunluk, ense sertliği, üşüme, titreme, kusma ve ishal yer alabilir. Batı Nil Virüsü, ilk olarak 1937’de Uganda’da keşfedilmiştir. 1999 yılında ABD’de ilk kez tespit edilmiş ve daha sonra dünya çapında yayılmıştır. Batı Nil Virüsü enfeksiyonları, özellikle sıcak mevsimlerde sivrisineklerin daha fazla aktivite göstermesi nedeniyle yaz aylarında daha yaygın görülür. Korunmak için, sivrisinek ısırıklarını önlemek için uygun kıyafetler giymek, sivrisinek kovucu kullanmak ve sivrisineklerin üremesi için uygun ortamları ortadan kaldırmak önemlidir.

Culex türü sivrisinek tam bir taşıyıcı

Culex türü sivrisinek, Batı Nil virüsü de dahil olmak üzere birçok virüs ve hastalık etkenini taşıyabilen bir türdür. Ancak, her ısırıkta bir sivrisinekten enfekte olma olasılığı düşüktür ve birçok insan, enfekte sivrisinekler tarafından ısırılmalarına rağmen hastalık semptomları geliştirmez. Culex türü sivrisinek, Batı Nil virüsü taşıyıcısı olarak bilinir, ancak bu sivrisinek türü aynı zamanda diğer hastalık etkenlerinin taşınmasıyla da ilişkilendirilmiştir. Örneğin, Culex türü sivrisinekler, St. Louis ensefaliti virüsü, Japon ensefaliti virüsü, Doğu Atlantik sıtması ve diğer hastalık etkenlerini taşıyabilirler. Bu nedenle, Culex türü sivrisineklerin insanlara bulaşan hastalıkların bir taşıyıcısı olduğu düşünülmektedir. Ancak, sivrisinek ısırığından korunmak için uygun önlemler alınarak bu tür hastalıkların yayılması önlenmeye çalışılabilir.

Batı Nil Virüsü hastalığın Belirtileri

Batı Nil Virüsü enfeksiyonu semptomları, enfeksiyonun şiddetine ve hastanın yaşına, sağlık durumuna ve bağışıklık sistemine göre değişebilir. Çoğu insan enfekte sivrisinek tarafından ısırıldıktan sonra enfekte olsa bile semptomlar geliştirmeyebilir. Ancak, semptomları olan bazı insanlar şunları hissedebilirler:

  • Ateş
  • Baş ağrısı
  • Kas ağrıları
  • Yorgunluk
  • Vücutta döküntü
  • Genel bir halsizlik hissi
  • Bulantı, kusma ve ishal

Hastalığın daha ciddi formlarında, aşağıdakiler dahil olmak üzere nörolojik semptomlar da görülebilir:

  • Şiddetli baş ağrısı
  • Kas zayıflığı veya felç
  • Konvülsiyonlar
  • Kafa karışıklığı veya bilinç kaybı
  • Nöbetler
  • Ense sertliği

Batı Nil Virüsü enfeksiyonunun ciddi formları nadirdir, ancak yaşlılar, bağışıklık sistemleri zayıf olanlar ve bazı kronik hastalıkları olanlar enfeksiyonu daha ağır geçirme eğilimindedir. Hastalık semptomları genellikle enfeksiyonun 2 ila 14 gün sonrasında ortaya çıkabilir. Eğer semptomları olan bir kişi enfekte sivrisinek tarafından ısırıldıysa, doktora danışması ve uygun tedaviyi almaya başlaması önemlidir.

Enfekte olanların % 80’ninde belirti yok

Evet, Batı Nil Virüsü enfeksiyonu olan insanların çoğu, enfekte olduktan sonra semptomlar geliştirmeden enfeksiyonu atlatabilirler. Tahminlere göre, enfekte olan insanların yaklaşık %80’inde semptom yoktur. Bu insanlar genellikle enfekte sivrisinek tarafından ısırıldıklarını fark etmezler veya enfekte olduklarını bilemezler.

Ancak, semptomları olmayan kişiler de virüsü başkalarına bulaştırabilirler. Bu nedenle, enfekte sivrisineklerin olduğu bir bölgede yaşayan kişiler, sivrisinek ısırığından korunmak için uygun önlemler almalı ve semptomları olmasa bile enfeksiyonun yayılmasını önlemek için tedbirli olmalıdır. Ayrıca, Batı Nil Virüsü enfeksiyonu olan insanların semptomlarını hafife almayıp, semptomlar geliştiren kişilerin derhal bir sağlık uzmanına başvurması önemlidir. Çünkü nadir durumlarda, Batı Nil Virüsü enfeksiyonu ciddi ve yaşamı tehdit eden bir beyin enfeksiyonuna veya diğer komplikasyonlara yol açabilir.

Dünyada Görülen Batı Nil Virüsü vakaları

Batı Nil virüsü, ilk kez 1937 yılında Uganda’da tespit edilmiş ve o zamandan beri dünya çapında çeşitli ülkelerde görülmüştür. Virüsün yaygın olduğu bölgeler arasında Afrika, Asya, Avrupa, Kuzey Amerika ve Avustralya yer almaktadır. Son yıllarda, Batı Nil virüsü enfeksiyonu vakaları, özellikle Kuzey Amerika’da artış göstermiştir. CDC’ye (Amerika Birleşik Devletleri Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezi) göre, 1999 yılında ABD’de ilk kez Batı Nil virüsü tespit edildi ve o zamandan beri her yıl binlerce vaka bildirilmiştir. Ayrıca, Batı Nil virüsü Kuzey Amerika’da yaygın olarak ölümcül nörolojik semptomlarla ilişkilendirilir. Avrupa’da da Batı Nil virüsü enfeksiyonu vakaları bildirilmiştir. Avrupa Hastalık Önleme ve Kontrol Merkezi’ne (ECDC) göre, 2020 yılında Avrupa’da 6 ülkede toplam 2.112 Batı Nil virüsü vakası bildirilmiştir. Batı Nil virüsü, birçok ülkede enfeksiyon kaynağı olarak sivrisineklerin varlığına bağlıdır. Özellikle sıcak ve nemli iklimlerde sivrisinek popülasyonu arttığı için Batı Nil virüsü vakaları daha yaygın görülebilir. Ancak, Batı Nil virüsü herhangi bir ülkede sivrisineklerin varlığı olmadan da seyahat edenler tarafından taşınabilir.

Aşısı ve İlacı olmadığı İçin korunma tedbirleri çok önemli

Evet, şu anda Batı Nil virüsü için spesifik bir aşı veya ilaç bulunmamaktadır. Bu nedenle, Batı Nil virüsü enfeksiyonundan korunmak için alınabilecek en etkili tedbirler arasında, sivrisinek ısırıklarından korunma önlemlerinin alınması yer almaktadır. Özellikle, Batı Nil virüsü enfeksiyonlarının en yaygın yolunun sivrisinek ısırıkları olduğu düşünüldüğünde, sivrisinek ısırığından korunmak için aşağıdaki önlemler alınabilir:

  • Sivrisineklerin yaygın olduğu alanlarda uzun kollu giysiler giymek ve pantolonların paçalarını çorapların içine sokmak.
  • Sivrisineklerin en aktif olduğu zamanlarda dışarıda olmamak. Sivrisineklerin en aktif olduğu zamanlar genellikle gün batımı ve gecenin erken saatleri arasındadır.
  • Sivrisinek kovucu kullanmak. İçerisinde DEET, picaridin veya IR3535 gibi aktif bileşenler bulunan sivrisinek kovucuları, sivrisineklerin ısırmasını önleyebilir.
  • Sivrisinek ağları kullanmak. Sivrisinek ağları, uyku alanlarının etrafına yerleştirilebilir ve böylece sivrisineklerin içeri girmesi engellenebilir.

Bu tedbirlerin yanı sıra, enfekte sivrisineklerin olduğu bir bölgede yaşayan kişilerin, sivrisinek ısırıklarından korunmanın yanı sıra semptomları olmasa bile enfeksiyonun yayılmasını önlemek için tedbirli olmaları önemlidir.

Subscribe
Bildir
guest
0 Yorum
Inline Feedbacks
View all comments