fbpx
Dolar 23,5088 1,7%
Euro 25,3993 1,2%
Gram Altın 1.484,53 1,60%
Yarım Altın 4.942,00 1,50%
22:09

yatsi VAKTİ

Tiroid Hakkında Doğru Bilinen Yanlışlar

Tiroid Hakkında Doğru Bilinen Yanlışlar

ABONE OL
16 Şubat 2023, 13:56:42

Tiroid, boynun ön kısmında yer alan ve vücudun metabolizmasını kontrol eden bir bezdir. Tiroid bezi, hormonlar üretir ve salgılar. Bu hormonlar, vücudun metabolizmasını düzenleyerek, kalp atış hızı, vücut sıcaklığı, enerji seviyesi, kilo kontrolü ve diğer vücut işlevlerinde rol oynarlar.

Tiroid bezinin doğru çalışması için vücudun yeterli miktarda iyot alması gerekir. Tiroid bezindeki hormonal dengesizlikler hipotiroidizm (tiroid hormon üretiminin yetersiz olması) veya hipertiroidizm (tiroid hormon üretiminin fazla olması) gibi hastalıklara neden olabilir. Bu hastalıklar belirtileri, teşhisi ve tedavileri farklı olan ciddi durumlardır ve zamanında tedavi edilmelidir.

“Tiroid hastalığı İleri yaşlarda görülür”

Tiroid hastalıkları her yaşta görülebilen durumlardır. Ancak bazı tiroid hastalıkları daha sık olarak ileri yaşlarda ortaya çıkabilir. Örneğin, hipotiroidizm (tiroid hormonu üretiminin yetersiz olması) daha sık olarak orta yaş ve ileri yaşlarda görülür. Bununla birlikte, hipertiroidizm (tiroid hormonu üretiminin fazla olması) daha genç yaşlarda da görülebilir.

Ayrıca, yaşlılıkla birlikte tiroid kanseri riski de artar. Tiroid kanseri, genellikle 30 ila 60 yaşları arasında görülen bir hastalıktır, ancak yaşlılarda da ortaya çıkabilir. Yaşlı kişilerde tiroid kanseri genellikle daha yavaş büyüyen ve daha az agresif bir türdür.

Sonuç olarak, tiroid hastalıkları her yaşta görülebilir ve yaşlılıkla birlikte bazı tiroid hastalıkları daha sık ortaya çıkabilir. Ancak, tiroid hastalıklarının teşhis edilmesi ve tedavi edilmesi için yaş bir faktör değildir.

“Tiroid hastalığı kilo aldırır”

Tiroid hastalıkları bazı durumlarda kilo alımına sebep olabilirler, ancak bu durum her zaman geçerli değildir. Hipotiroidizm (tiroid hormonu üretiminin yetersiz olması) gibi bazı tiroid hastalıkları metabolizmanın yavaşlamasına neden olabilir ve bu durum da kilo alımına yol açabilir. Ayrıca hipotiroidizm gibi tiroid hastalıkları, bazen kilo vermenin zorlaşmasına da sebep olabilir.

Ancak, hipertiroidizm (tiroid hormonu üretiminin fazla olması) gibi diğer tiroid hastalıkları metabolizmanın hızlanmasına ve vücut ağırlığının azalmasına neden olabilir. Bu nedenle, tiroid hastalığı olan herkesin kilo alacağı veya kilo kaybedeceği bir kural değildir.

Bununla birlikte, kilo almak veya kilo vermek, tiroid hastalığı olmayan insanlar için de birçok faktörden etkilenebilir. Beslenme alışkanlıkları, egzersiz düzeni, yaşam tarzı faktörleri, stres ve genetik faktörler gibi birçok etken kilo alımı ve kilo verimi üzerinde etkilidir. Dolayısıyla, kilo değişiklikleri her zaman tiroid hastalıklarına bağlanmamalı ve ayrıca bir sağlık uzmanına danışılarak değerlendirilmelidir.

“Tiroid nodüllerine her zaman cerrahi tedavi uygulanır”

Tiroid nodülleri, tiroid bezinde oluşan küçük kitlelerdir. Bu nodüllerin büyüklüğü, sayısı ve yapısal özellikleri genellikle bir endokrinolog veya kulak burun boğaz (KBB) uzmanı tarafından ultrason ve biyopsi gibi testler kullanılarak incelenir. Tiroid nodüllerinin tedavisi, nodüllerin büyüklüğüne, sayısına, kanser riskine ve semptomlara bağlı olarak belirlenir.

Birçok tiroid nodülü iyi huylu olduğu ve kansere dönüşme riskinin düşük olduğu için, tedavi gerektirmezler. Ancak, büyük boyutlu nodüller, belirtiler veya kanser riski taşıyan nodüller cerrahi olarak tedavi edilebilir.

Cerrahi tedavi, nodülün tamamının veya bir kısmının çıkarılmasını içerebilir. Cerrahi müdahale sırasında, nodülün kanserli olup olmadığı değerlendirilir ve gerekiyorsa tiroid bezinin tamamının veya bir kısmının çıkarılması yapılabilir.

Ancak, her tiroid nodülü için cerrahi tedavi gerekmeyebilir. Tedavi seçimi, her bir vakada bireysel olarak belirlenmelidir. Bu nedenle, tiroid nodülleri ile ilgili bir sorununuz varsa, bir endokrinolog veya KBB uzmanına danışarak durumunuzu değerlendirmeniz önerilir.

“Tiroid nodülleri ağrı yapar”

Tiroid nodülleri genellikle ağrı yapmazlar. Bununla birlikte, bazı durumlarda, nodüllerin büyümesi veya belirli koşullar altında ağrı veya rahatsızlık hissi meydana gelebilir.

Örneğin, nodülün büyüklüğü veya sayısı, tiroid bezinin normal fonksiyonunu engelleyebilir ve buna bağlı olarak nefes almada güçlük, yutkunmada zorluk veya boğazda basınç hissi gibi semptomlara neden olabilir. Bu semptomlar, nodüllerin boyutuna ve konumuna bağlı olarak değişebilir.

Ayrıca, bazı tiroid hastalıkları (örneğin tiroidit) veya nodüllerin biyopsisi sırasında ortaya çıkabilecek enfeksiyonlar veya komplikasyonlar gibi nedenlerle de ağrı veya rahatsızlık hissedilebilir.

Ancak, çoğu tiroid nodülü ağrısızdır ve rastgele yapılan tiroid ultrasonu sırasında tesadüfen tespit edilebilir. Bu nedenle, herhangi bir semptom olmadan da nodüllerin varlığı tespit edilebilir.

Sonuç olarak, tiroid nodülleri genellikle ağrı yapmazlar, ancak büyüklükleri veya sayıları arttıkça semptomlar ortaya çıkabilir. Ağrı veya rahatsızlık hissi olan veya semptomları olan bir kişinin bir doktora danışması ve durumunun değerlendirilmesi önerilir.

“Her tiroid nodüllerine biyopsi yapmak gerekir”

Her tiroid nodülüne biyopsi yapmak gerekmez, ancak bazı durumlarda biyopsi yapmak gerekebilir.

Bir nodülün biyopsisi, nodülün iyi huylu veya kanserli olup olmadığını belirlemeye yardımcı olur. Biyopsi ayrıca, nodülün ne kadar büyük olduğunu, içindeki sıvı veya katı maddelerin varlığını ve nodülün çevresindeki dokuların durumunu da belirleyebilir.

American Thyroid Association (ATA) yönergelerine göre, bir nodülün biyopsi yapılması aşağıdaki durumlarda önerilir:

  • Nodülün boyutu 1 cm veya daha büyükse
  • Nodül, tiroid bezinin diğer bölgelerine göre daha hızlı büyüyorsa
  • Nodülün ultrasonda rahatsız edici özellikleri varsa (örneğin, mikrokalsifikasyonlar, düzensiz sınırlar, hipoekoiklik vb.)
  • Nodülün hızlı bir şekilde büyümesi veya kanser olma riski yüksekse

Buna ek olarak, nodülün çevresindeki dokulara baskı yapması veya belirtiler oluşturması durumunda da biyopsi yapılabilir.

Ancak, bir nodülün küçük olduğu, yavaş büyüdüğü ve ultrasonda hiçbir anormal özellik taşımadığı durumlarda, biyopsi yapmak gerekli olmayabilir. Bu nedenle, her bir nodül için biyopsi yapılması yerine, nodülün özelliklerine ve risk faktörlerine dayalı bir değerlendirme yapılması daha uygun olabilir.

“İnce İğne aspirasyonu (nodül biyopsisi) İşlemi zor ve ağrılıdır”

İnce iğne aspirasyonu, tiroid nodüllerinin teşhisinde ve değerlendirilmesinde kullanılan bir işlemdir. Bu işlem genellikle hızlı ve kolay bir şekilde uygulanır ve çoğu hastada minimal ağrı veya rahatsızlık hissi ile tamamlanır.

İğne, nodülün içine sokulur ve içindeki hücreleri veya sıvıyı çekmek için bir vakum oluşturulur. İşlem genellikle ultrason kontrolü altında yapılır ve işlem süresi genellikle 5-15 dakikadır.

İğne boyutu küçük olduğu için, ağrı genellikle minimaldir ve lokal anestezi ile daha da azaltılabilir. İşlem sonrası, birkaç saat sürebilecek hafif bir rahatsızlık veya şişlik hissi olabilir, ancak çoğu hastada bu semptomlar hafif düzeydedir ve hızlı bir şekilde kaybolur.

Özetle, ince iğne aspirasyonu işlemi genellikle kolay, hızlı ve minimal ağrı ile tamamlanan bir işlemdir. İşlem sırasında veya sonrasında herhangi bir endişeniz varsa, doktorunuza danışmanız önerilir.

“Hamilelikte görülen tiroid kendiliğinden geçer”

Hamilelik sırasında tiroid hastalıkları oldukça yaygın görülür ve tedavi edilmezse anne ve bebek sağlığı açısından ciddi sorunlara neden olabilir. Bu nedenle, hamilelik sırasında tiroid fonksiyonları düzenli olarak takip edilmeli ve gerektiğinde tedavi edilmelidir.

Hamilelik sırasında tiroid hormon düzeyleri, bebeğin normal gelişimi için çok önemlidir. Tiroid hormonları bebeğin beyin ve sinir sistemi gelişiminde kritik bir rol oynar. Bu nedenle, gebelikte tiroid fonksiyonlarındaki değişiklikler, anne ve bebeğin sağlığı açısından önemlidir.

Hamilelik sırasında tiroid hastalığı olan bir kadın, doğumdan sonra tiroid fonksiyonlarının normal seviyeye dönmesini bekleyebilir. Ancak, bazı durumlarda, tiroid hastalıkları kalıcı olabilir ve doğumdan sonra da tedavi gerektirebilir. Bu nedenle, hamilelik sırasında tiroid hastalığı olan kadınlar, doğumdan sonra da takip edilmeli ve gerektiğinde tedavi edilmelidir.

Özetle, hamilelik sırasında tiroid hastalıkları oldukça yaygındır ve tedavi edilmezse anne ve bebek sağlığı açısından ciddi sorunlara neden olabilir. Hamilelik sırasında tiroid hastalığı olan kadınlar, doğumdan sonra da takip edilmeli ve gerektiğinde tedavi edilmelidir. Hamilelik sırasında tiroid hastalığı geçici olabilir, ancak kalıcı olması da mümkündür. Bu nedenle, tiroid hastalığı olan kadınlar, gebelik öncesinde ve sırasında tiroid fonksiyonlarının düzenli olarak kontrol edilmesi gerektiğini bilmelidirler.

“İyotlu tuz tiroid hastalığını artırabilir”

Tam tersine, iyotlu tuz tiroid hastalığını azaltabilir ve iyot eksikliği nedeniyle oluşabilecek bazı tiroid hastalıklarının önlenmesine yardımcı olabilir.

Tiroid hormonları, iyot minerali kullanılarak üretilir. Vücudun yeterli iyot alamaması, tiroid bezinin normal fonksiyonlarını bozabilir ve tiroid hastalıklarına neden olabilir. Bu nedenle, iyot eksikliği olan bölgelerde, iyotlu tuz kullanımı önemlidir.

Dünya Sağlık Örgütü ve diğer sağlık kuruluşları, iyotlu tuz kullanımının önemini vurgular ve dünya genelinde iyot eksikliği ve buna bağlı tiroid hastalıklarını önlemek için iyotlu tuz kullanımını önerirler. Bununla birlikte, bazı hastalarda fazla miktarda iyot alımı da tiroid problemlerine neden olabilir. Bu nedenle, iyotlu tuz kullanımı konusunda önerileri takip etmek önemlidir.

Özetle, iyotlu tuz, tiroid hastalıklarını artırmak yerine azaltabilir ve iyot eksikliği nedeniyle oluşabilecek bazı tiroid hastalıklarının önlenmesine yardımcı olabilir. Ancak, aşırı miktarda iyot alımı da tiroid sorunlarına neden olabilir. Bu nedenle, iyotlu tuz kullanımı konusunda sağlık uzmanlarının önerileri takip edilmelidir.

Subscribe
Bildir
guest
0 Yorum
Inline Feedbacks
View all comments